Doctor Foster --- Sadakatsizlique

Bendeniz Bubbu mandalina, ruhum nefes alsın diye kaçtığım insan kanseri İstanbul'dan tüymeden tam 1 hafta öncesine dönüyorum. Günlerden cumartesi. Gözüme döşenmiş Trabzonlu müteahhitten çıkma a101 marka peynir kılıklı binaları ve cro magnonların kullanmayı becerdiğine hala hayret ettiğim arabaların o sesli motorlarını saymazsam tam bir Londra havası. Ev temizliğini henüz bitirmişim ve mutluyum. Televizyonda zaplarken Cansu Dere'nin yeni dizisine denk geldim: "Sadakatsiz." Biraz bakındıktan sonra uyarlama olduğunu anlamam, Türk versiyonunu izleyeceğime evde uçuşan minik sinekleri izlerim deyip orijinalini harıl harıl aramam ve İngiliz dizisi olduğunu keşfetmem; yetmez gibi aldatılan bir kadının zaman içerisinde değişen psikolojisini detaylı bir şekilde ele alan mükemmelo bir mini dizi minvalindeki yorumları alt alta okumam üzerine tamı tamına beş saatte oturup bitirdim. Ruhu İngiliz mahkeme duvarı soğukluğunda/mimiksizliğinde olan herkese orijinalini izlemesini ve tırnak etlerini yeme suretiyle haybeden manikür yapmasını öneririm. Şimdi kol böreği tadındaki analizimiz geliyor. Loading. Loading. Loading.

Doctor Foster

Stres yönetimi saçından başlayan Gemma ile Simit hayat arkadaşı Simon

Öndeki saça iyi bakın, şu kulak arkasında olmayan. O saç bir stres yönetimi patronu. Bir analizin başı böyle olmamalı, ancak gelin görün ki Gemma ne zaman İngiliz suratını büzse, beynini avuçlarına alıp düşünse ve parmaklarının arasından sızan düşünceleri yakalayıp onlardan plan örse vücutta biriken bütün ama bütüüüünnn stresini saçının ucundan aheste aheste akıtan bir karakter. Saçı parmağa dola ve geriye salla. That's all. Yakında aynısını yapmamak için bu yazıyı yazıyorum. Zira, beş saat bu diziye maruz kalınca saçınızın sol tarafına göz ucuyla bakıp şahsıyla anlaşma yapmaya kalkıyorsunuz. Biraz "bakılsa" değil, "görülse" aklından neler geçtiği pür-i pak olan böyle şeffaf bir kadının allah affetsin bu kadar mongol ve zeka yaşının biyolojik yaşından altı yaş geride bir kocası olması yüzünden dizi boyunca mideme üç tur kramp girdi, zor sakinleştirdim.

Simon isimli bu simit surat; iş adamı olmuş, gömleği kravatla buluşturabilen, içki içebilen ve dahi aynı anda iki kadını sevebildiğini iddia eden bir yetişkin görünümlü embriyo. Hayat arkadaşı etiketi altında karısını, geliri maksimize et heştegi altında iş arkadaşlarını, baba kimliği altında çocuğunu, aşk kelimesi altında sevgilisini, evlat torpili altında anasını sömürüyor. Kimseye dönüp baktığı, hislerini izlediği yok. Sadece kendi duyguları, arzuları ve hırsları var. En kötüsünü de söyleyeyim: Simidimiz bu uğurda yalan söylemekten çe kin mi yor. Arkadaşlarını dahil ediyor, sevgilisini katıyor, çocuğunu eğip büküyor. Hepsinden, bütün negatif duygulardan, bir çorba yapıyor. O çorbada bir malzeme olan Gemma, üstüne başına bakıyor ve kirpiklerine/ göz kapaklarına birikmiş çorbayı nihayet silerek gözlerini hafifçe aralıyor. O noktada "so needed " diye bağırdığına eminim. Bence ayakta on beş santim topuklu olup olmadığı zere-i miskal fark etmeksizin görüldüğü an götü yanmış tavşanlar gibi koşarak varlığından ve nefes mesafesinden uzaklaşılması gereken insan karakteri, işte bu simit tipli insan karakteri. Beyin durma cüreti gösterse bile ayaklar çalışmaya devam etmeli. Bir bakmışsınız hayatınızdan dehlenmiş. O andan itibaren ayakları günde beş vakit öpmek lazım geliyor <3

Gemma, bu dediğimi anında yapamadı -ki anında yapabilmek hızlı bir sindirim gerektirir ve hayat böyle akmaz- ama salak bir kadın olduğu için değildi. Aksine sakin kalmak için sınırlarının ötesine fersah fersah çıkmış, karanlıkta umuda sarılmış, kocasıyla ilgili çamur fonlu yapışkan gerçeklerle yüzleşebilmiş bir kadındı. Meşhur final bölümünü izlerken kendimi şöyle düşünürken bulmuştum: İki yıl boyunca öpüştüğün, seviştiğin, tatillere gittiğin, akşam yemeği için masada buluştuğun, doğum günü kutladığın, yeni yıla girdiğin, grip olduğunda burnuna peçete tıktığın hayat arkadaşının bu denli bruksizm etkili tuvalet terliği çıkmasını idrak etmek, bunu kabullenmek, içselleştirmek, hayata devam edebilmek zamanın içinde yüzmeyi ihtiyaç kılar. Ve ancak bu ihtiyaç karşılandığında münferit hayatlarımıza yamalı ve sert derili devam edebiliriz.

Aldatmak vs Aldattığını saklamak

Aile dostları Neil Baker, bir bölümde Gemma'ya erkeklerin tek eşli olamadığını, uzun ilişki yaşayan her erkeğin aldattığını, bunun abartılacak bir şey olmadığını, erkeklerin seksi çok sevdiğini tane tane söylüyor. O kısmı geriye aldım ve asdfgshsgahs diye hönkürerek iki kere daha izledim. Karısı Anna, onun başka kadınlarla olduğunu biliyordu. Hatta bazen takip edip yattığı kadınların görünüşüne bakıyordu. Neil, buna karşılık olarak hala Anna ile evliydi. Biri evli kalmayı, öteki seks ihtiyacından, sevilmekten, kısacası kendinden vazgeçmeyi kabul etmişti. Aralarındaki anlaşma buydu. Gördüğünüz üzere İngiliz bile olsanız aldatmanın erkeklerin omuzlarına dikilmesinden kaçamıyorsunuz. İngiliz bile olsanız seksi sadece erkekler seviyor. İngiliz bile olsanız uzun ilişki sadece erkekleri boğuyor. Patriyarka kün fe yekün bitches, aksi duruşta olanlar halt yesin. Yine de hakkını yemeyeceğim, Neil en azından nasıl biri olduğunu dürüstçe söylüyor. Aldatmanın saklanması, yüzünüze gevrekçe sırıtılıp yalan söylenmesi, hem size hem başkalarına eş zamanlı naylon sözler verilmesi aldatmanın kendisine tur bindirir, öyle avamlık ve rutubet kokar. Bir simit olmakla bir yetişkin olmanın farkı, eylemlerin sorumluluğunu almaktır. Simon'a iyi bakın. Çıtır çıtır bir simit göreceksiniz. Oysa bu biricik hayatta yanımızda olmayı seçen kişinin bir yetişkin olmasına ihtiyacımız vardır. 

Kalispera.