Sex and the city
Aslında instagram nişanı, düğünü ve disney'den fırlama çift fotoğrafları görmem ve hemen akabinde midemin çalkalanması sonucu koşarak kusmaya gitmemle ilgili bir yazı yazacaktım. Sonra bu fikrimi askıya alacak kadar çok sex and the city izledim. Şimdi Carrie gibi dudağımı ısırmış kısık gözlerle laptop ekranına bakarken I couldn't help wonder deme suretiyle bu satırları yazıyorum.
adeta o ben, ben de o
Sex and the city 101
Öncelikle söz konusu diziler ve filmler olunca neredeyse hiçbir şeyi düzgün ve insani yapamadığım için bu diziye de ilk başta filmlerini izleyip beğendiğim için başladım. Netflix'de gözüme takıldı ve kendimi pufuma atıp izlemeye koyuldum. Derken ikinci filmini de izledim. Haliyle dizisine başladığımda kim kiminle, şu an nerede, evli mi değil mi, öldü mü kaldı mı her şeyi ama her şeyi medyumum mübarek sıfatımla biliyordum. Yine de kendisini bağrıma basıp çok sevdim ve koskoca 4 sezon bitirdim. Koskoca diyorum çünkü ben 10 bölümlük dizileri uzun bulan ve tek başıma izliyorsam 3- 4 ayda bitiren biriyim. Öyle tahammülsüzüm ve sıkılma eşiğim düşük. Bu diziye beni çeken şeyse sanırım ekranın pastel tonları, akıp giden diyaloglar, her kadında biraz kendimi görmem, zevk köşeme ekleyebileceğim fikirler bulmam ve eleştirme, efendime söyleyeyim yerin dibine sokma hakkımı sonuna kadar kullanabilmem oldu. Birazdan dağ gibi karakter incelemesi yapacağım mesela. Okumak isteyenler içinse kuralım şu: arkadaşlarla ivedi brunch'a gidilecek, kahve içilecek, yanında meyveli tart olacak.
Carrie Bradshaw- dizimizin dudak ısıranı, kısık bakanı
Şahsen Kristen Stewart'ın kendisini örnek alarak Bella karakterini oynadığını düşünüyorum. Hatta yemin edebilirim ama kanıtlayamam. Dudaklarını ısıran, kafayı yana eğerek kirpik altından astigmatlı gibi bakan, çoğu zaman trip atıp koşarak kaçan, canı sıkıldıkça uzay boşluğundan olay çıkaran Keri B; hem Aidan hem Big gibi iki tane dalyan herifi kendine nasıl bağladı, bence yüzyılın sorusu. Zinhar kafamda yan yana koyamadığım, Keri ile aynı cümlede kullanamadığım iki erkek. Hele Big gibi karizması magmadan güneş sisteminin en ucuna kadar kadar uzanan biri ve Carrie. Asla olmuyor. Nevaa... evaaa...
kendisini müzeye tıkın, ziyaretçi akını olmazsa pencereme yumurta atın
Aidan ise karizmatik ancak Big'in aksine oldukça naif bir adam. Ve bu durum Keri'nin gözünde onu zayıf, sevgi böceği, güvenilir, cepte yapıyor. Hiç unutmuyorum, bir bölümde bu cadı saçlı kadın ilişkilerinde hiç sorun olmadığı için evrenin en minik zerreciklerini bulup buluşturmuş, sonra onları avuçlarında sürte sürte sikko sorunlar çıkarmıştı. O kısık gözleriyle hesap soruyordu: Neden sorunumuz yok?! Why Aidan Why?! :/// Keşke Aidan onu o an dehleyebilseydi, çok hariga olabilirdi. Zaten kasımpatı gibi iç açan bir çocuk, ben sana mı kaldım bacım deyip squat'lı poposunu Keri'nin yüzüne çevirmeliydi. Yeri gelmişken hemen "kadınların efendi yerine piç erkek seçimi" cümlesine kendi dokunuşumu yapıyorum; "zekası kıt kadınların erkeklere dair anlamsız davranışları". Pek güzel oldu, devam.
İlişkilerinin yanı sıra, bu bayan topuklu ayakkabının kendisinden mütemadiyen bahsedebilmesi de sonu gelmeyen bir çilekeş. Miranda'nın kontrol deliliği bunun yanında şekerpare gibi kalıyor. Eğer bir gün göçecek gibi olursanız Keri'yi aramak yapılabilecek en büyük hata. Size her an dün onu aradım ama açmadı, üç gündür benimle sevişmedi, beni anasıyla tanıştırmadı, aldattım ama i feel so terıbıl tarzında girişler yapabilir ve lafını kesecek nefesiniz/takatiniz kalmadığı için debelenerek tahtalı köyü boylayabilirsiniz.
Nelerini seviyorum diye sorarsanız da kesinlikle şapkalarına iliştirdiği büyük çiçekleri, evin içinde aynı benim gibi dolanmasını, yatağında uzanmayı sevmesini, saçlarının dalgasını, şaşırırken çok iyi şaşırmasını ve yalnızlığıyla güzel idare edişini derim. Bu saydıklarım olmasa katiyen 4 sezona katlanamazdım. Miranda ile Samantha hatırına dahi zor.
Miranda Hobbes- katlanılması için 3 kadeh martiniye ihtiyaç duyulan ağır top kadın
Tüüüüüm dizideki favori karakterim, sevgili Mirandacım. Böyle lafı gediğine sokan, her şeyin bilincinde olan, ayaklarının üstünde durmak için üst düzey çaba harcayan, bu uğurda akıl sağlığından olan, kontrol manyağı, trabzon hurması saçlı, ağır top kadın. Peki, kafadan sıyırmış mı? Kesinlikle. Bazen saçmalıyor mu? Yüz bin kere evet. Çünkü başka biri tarafından korunup kollanmamış, hayatla her daim tek mücadele etmiş biri. Dostları onun için çok önemli olabilir ama kendine ev alırken yalnız, arkadaşları gezmeye giderken elinde bebeğiyle taksiye binerken yalnız, yumurtaları tembellik ederken yalnız, seks yapmama kararı aldığında kanepede çikolata gömerken yalnız, sekssiz ve sevgisiz olan sik gibi bir evliliğin içinde yalnız. Aslında çoğu zaman dertleriyle bir başına ve sadece bir kısmını dostlarıyla paylaşıyor. Steve'den yardım istese her şey farklı olabilecekken, inatla yardımlarını kabul etmiyor. Aslında bu zamana yayıldığında peyderpey sinir bozan bir durum. Çünkü yardım istemeyen bir insana yardım edemezsiniz. Ve onunla yaşama kararı almışsanız kendi iç sıkıntısı ve mutsuzluğu sizin de üstünüze bir kıyafet gibi yapışır. O işkolik olmayı, idealistim ayağına duygularınızı sallamamayı seçmişken, siz evde çocuğunuzla ilgilenirsiniz. Ortada bir hayat vardır ama yoktur. Kötüdür.
O yüzden Mirandacım; tek göz bir evde, sallanan sandalyende, elinde bir kadeh şarapla uzaklara bakan bir neneye evrilmeden önce belki bir umut Steve'in kıymetini bilir ve hayatın yüklerini kaktırdığın, her daim omzunda olan o çantandan kurtulursun. Paylaşmak kötü değildir trabzon hurması saçlı kadın, ok? Gerekirse bu cümlemi 89 kere oku ama anla. Seni idrak partisine davet ediyorum. Akşam saat sekizde. Kadıköydeki o barda. Beni bul.
Charlotte York- disney prensesi saçlı, fındık burunlu bir güzel
Dizideki en ama eeeeennnnnnnn güzel kadın. Böyle değişik, çekici bir havası var. Ve galiba saçlarına karşı değişik, karmaşık duygular besliyorum. Zira her model yakışıyor, her şekliyle mükemmel duruyor. Keşke hiç ağzını açmasa da durmadan yüzünü gözünü izlesek dediğim bir kadın. Bence kendisinden çok güzel biblo olur.
Bu arada fazla hayalci ama nasıl oluyorsa da aynı zamanda gereksiz gerçekçi, ilişkiler konusunda kuralcı, esneklik tanımayı kendinden ödün vermek olarak gören ve kafasının içinde her daim "erkek seçerken dikkat edilecekler" listesi olan bir karakter. Ona bakınca küçüklüğümü -saçları izlediğim çizgi filmlerdeki prensesler gibi- ve aşkın kalbime ilk kez nasıl ve ne şekilde kodlandığını görsem de ilişkilere bakış açımız o kadar uymuyor ki erkeklerle olan iletişimine bakarken çoğunlukla ekrana avel avel ve wtf suratımla bakıyorum. Ama bu kadar gömdüm hakkını vereyim, Keri beş parasız bir züğürt olduğu gerçeğini kaldıramayıp trip atmak için kapısına dayandığında ona çok yerinde ve güzel bir ders vermişti. Bu kadında beni şaşırtan şey tam olarak bu. Çoğu zaman saçma kararlar alsa da doğru bir şey yapacaksa çok doğru yapıyor. Evliliğini kocasıyla dört bir elden mahvedişi ve fakat bitirebilme cesareti gösterebilmesi Charlotte gibi bir kadın için çok zordur. Çünkü boşandığında artık dul olacak, çocuk sahibi olma şansı düşecek, aşkı bir daha bulamama ihtimali ensesinde olacak. Bunlara rağmen yine de boşanıyor. En önemlisi de umudunu kesmiyor.
Umut bir insanı ayakta nasıl tutar, Charlotte'a bakınca somut olarak görebiliyorsunuz.
Samantha Jones- kadınların da seks düşkünü olabileceğini cümle aleme söke söke öğreten the one
Öncelikle varlığı için üç dakikalık bir saygı duruşu.
Bu kadın öyle bir kadın ki gelmiş geçmiş tüm dizilerin tüm karakterleri içerisinde adeta bir mihenk taşı. Size gerçekleri çat çat söyleyebilir. İstediği erkekle, istediği an, istediği şekilde seks yapabilir. Erkeklerden un tanesi kadar beklentisi olmadığı gibi kendisinden bir şey beklenildiğini anladığı an koşarak topuklayabilir ya da herife tepik atabilir. Anlamlar yüklemez, işinde başarılıdır, orospu olarak yaftalandığında veya "veren, azgın avrat" muamelesi çekildiğinde duruşundan zerrrrre bir şey kaybetmez. Hazır cevapları, sivri dili ve kendine güveniyle karşısındakini çoğu zaman alaşağı eder. Ancak duygusuz bir insan görünümlü robot değildir. Pekala arkadaşlarını her daim öncelikli tutar, yardıma ihtiyacı olan birilerini gördüğünde yardım eder, yalnızlığını fark ettiği an ağlar, olur olmaz durumlarda sinirleri bozulabilir ve dahi aşık olabilir.
kalp
Tüm bu özelliklerinin hemen hemen hiç değişmediği düşünüldüğünde Samantha dizideki en stabil karakter. Herkes dönüşüm geçirirken belli ki o yolunu çoktan bulmuş, kişiliğini vücuduna dikmiş. Bu arada söylemeden geçemiciğim, kıyafetleri mükemmel taşıyor. Resmen mükemmel, harika ve efsane. Kadına bakınca tepesinden ayak parmaklarına kadar bakım şelalesinin fışkırdığını görüyorsunuz. Bizim naylon suratlı selebritilerimiz halt yesin.
Ve kısa bir kapanış
Dizinin beşinci sezonundayım ve kendimi martini kokteyllerinin içinde yüzme hayalleri kurmama üzerine eğitiyorum. Şimdiye kadar başarılı oldum sayılır. Lakin bir gün cadı saçlarımla vücuduma yapışan elbiseler giyip cosmopolitanlar içeceğim. Belki bir partide, belki salonumda, belki balkonumda, belki sevgili ya da arkadaş evinde. Yine de I couldn't help wonderadsfshs. Şaka şaka, burada bitiriyorum.
Sevgiler,
Bubbu Kate.









Ben hala izlemedim ya :)
YanıtlaSilTavsiyemdir :)
Sil